Görsel

Görme duyusuyla ilgili olan, görmeye dayanan.
Göz yoluyla ya da görerek algılanan.

(ing.Visual: görsel, görüş, görme, kroki, taslak)

Görsel İletişim Tasarımı

Doğrudan göze, görsel algıya hitap eden bir iletişim biçimidir. Görsel iletişimin dönüşümünü mağara duvarlarındaki hayvan resim imgelerinden, dumanla yapılan iletişime ve nihayet günümüz sinema, televizyon ve internet teknolojisine kadar geniş yelpazeyi kapsamaktadır.

Görsel İletişim

Görüntü bilgilerinin alışverişi, Göze hitap ederek yapılan iletişim. Görsel iletişimde bazı temel görsel elamanlar etkindir. Bu elamanlar nokta,çizgi,şekil,biçim,renk,derinlik,hareket,ton,renkorantı,doku,ölçü,yön gibi elamanlardır ve bu elamanlar birbiriyle ilişkili olarak görüntünün bütününü oluştururur.

Görsel ve Sözel İletişim

Görerek dinleyerek, okuyarak yapılan iletişimdir. 

ing: Audio Visual Comminication

genel gösterim (general release)

yay. sin. Bir televizyon veya sinema yapımının tüm ülkelerde aynı anda gösterime girmesine verilen ad. Bir sinema filminin afişinde belirtilen tarihte uluslararası gösterime girmesi. Bknz: gösterim tarihi.

gösterim / vizyon (release)

sin. Bir sinema yapımının yapım öncesi, yapım ve yapım sonrası aşamalarının tamamlanmasından sonra dağıtıcılar aracılığıyla sinema salonlarına iletilip beyaz perdeye çıkmasına verilen ad.

Salon gösterimi, festival gösterimi, platform gösterimi gibi farklı alanlarda ve genel gösterim, kıta gösterimi ve özel gösterim olmak üzere farklı türleri bulunur. Bknz: genel gösterim.

gösterim tarihi / vizyon tarihi (release date)

sin. Bir sinema filminin yapım öncesi aşamasında yapımını üstlenen şirket tarafından gösterime girmesi için ilan edilen tarih.

Yapım öncesi aşamasında yapımın maddi destekçileri, yapım şirketinin vaatte bulunduğu tarihte yapımı gösterime sunmasını bekler. Tarihte gerçekleşen bir sapma yapım bütçesini ve izleyici kitlesinin tercih ve beklentilerini önemli ölçüde etkiler.

gece kuşağı (late night television)

yay. Televizyon ve radyoda gece 00:00-06:00 arasında, canlı yayın veya bant yayın olarak yayınlanan, ucu açık olan uzun süreli programlar ve program
tekrarlarının verildiği yayın kuşağına verilen ad.

Tartışma programları, belgesel programları, gündüz kuşağı ve prime time kuşağında yayınlanan programların tekrarları, gece haberleri, haber tekrarları, eğlence programları vb. bu yayın kuşağının temel program türleridir.

gecikme (delay)

yay. 1. Bir sinyal ya da görüntünün kaynaktan alınırken veya yayına verilirken resim seçici veya diskjokeyde istemli bir şekilde geciktirilmesi. 2. Sesin elektronik akışında kullanılan kablo malzemesi ve uzantısı sebebiyle kısa süreyle geç gelmesi.

Gecikme özellikle canlı yayınlanan programlarda tercih edilen bir teknik özelliktir. Canlı yayında aniden gelişebilecek ve yayında istenmeyen görüntüler, sesler ve diyalogların engellenmesinde ve yayına yansıtacak farklı bir görsel veya ses sinyalinin seçiminde zaman kazanılmasında önemli bir unsurdur.

giriş korumalı bilgi ağı (deepweb);

arama motorları tarafından tespit edilemeyen, bağlantı paylaşımları aracılığıyla erişilebilen ve internetin büyük bir bölümünü oluşturan sistem. Belirli bağlantılarla erişilebildiği için kontrolü zordur. Bu yüzden de birçok yasa dışı faaliyet barındırabilmektedir.

gelen kutusu (inbox);

dijital platformlarda mesaj göndermeye, okumaya ve yanıtlamaya yarayan ekran.

gerçek kullanıcı sınaması (ReCAPTCHA);

İnternet sitelerini kötüye kullanımdan koruyan ve girişleri denetleyen uygulama. Bu uygulama kapsamında internet sitesine giriş yapmak isteyen kullanıcıya gösterilen rastgele harf ya da sayıları yazması istenir.

gif;

sabit ve hareketli görüntüleri destekleyen, sosyal medya paylaşımlarında ya da anlık mesajlaşma uygulamalarında kullanılabilen bir görüntü formatı.

gizlilik ayarları (privacy);

başta sosyal medya uygulamalarında olmak üzere birçok uygulamada yer alan ve kullanıcının bilgilerinin ve verilerinin görünürlüğünü denetlemesini sağlayan özellik.

Google Adwords;

reklam verenlerin içeriklerinin, markalarının ya da web sitelerinin anahtar kelimeler aracılığıyla çevrimiçi tanıtımı için kullanılan hizmet.

gönderi (post);

metin ya da görüntü içerebilen sosyal medya paylaşımı.

görüntülü günlük (vlog);

kullanıcıların oluşturdukları ağ güncelerinin, görüntü (video) içeren hali.

güncelleme (update);

programların ve uygulamaların en yeni özelliklerinden yararlanılmasını sağlayan yazılımların eski versiyonlarıyla değiştirilmesi işlemi.

gündem (trend);

herhangi bir etiketin ya da konunun, belirli bir zaman dilimi içerisinde sosyal medyada öne çıkması. Gündemler çoğunlukla etiket ya da konu altına atılan mesaj sayısına göre çeşitli algoritmalarla belirlenir.

gösteren (signifier):

Bir fikri ya da unsuru görsel olarak temsil eden imge ya da tasarım.

gösterilen (signified):

Bir imge ya da resimle temsil edilen fikir nesne ya da unsurdur. Grafik tasarımında “şeyler” her zaman göründükleri gibi değildirler. Tasarım yaparken, görsel bir çalışma ile bu çalışmanın temsil ettiği şey arasında çok belirgin bir ayrım olduğu unutulmamalıdır. Bu ayrımı en güzel anlatan işlerden biri, gerçeküstü sanatçı Rene Magritte’in 1928-29 yıllarında yapmış olduğu, “İmgelerin İhaneti” isimli alt tarafında yine “Bu bir pipo değildir” yazan bir pipo resmidir. Magritte bu işiyle resimdekinin bir pipo olmadığını, sadece bir piponun temsili olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

göstergebilim (semiotics):

İşaretleri inceleyen bilim dalıdır. Göstergebilim insanların kelimelerden, seslerden ve resimlerden anlamı hangi yolları kullanarak çıkardıklarını anlamaya çalışır. Göstergebilimin üç sınıflandırıcısı vardır: işaret, sistem ve bağlam. Bir işaret bize içeriği yoluyla, kendisinin içinde işlendiği sistem (trafik İşaretleri sistemi) ve içine yerleştiği bağlam (yol yapım çalışması) hakkında bilgi verir. Pek çok sanat yapıtı ve tasarım ürünü çok katmanlı bilgileri iletebilmek için sembolik göndermelere ve işaretlerin yardımına başvurulur.

 

grafiti (graffiti):

İtalyanca çizik ya da karalama anlamına gelen graffito kelimesinden türemiştir. Kamusal alanlarda bulunan yüzeylere, otoritelerin iznini almaksızın yazılan yazıları ya da çizilen resimleri anlatır. Grafiti, otobüslerin içlerine sivri bir aletle kazınan yazılar ya da sokak duvarlarına sprey boyayla çizilen resimler olabilir. Şehir hayatının herhangi bir yerinde karşımıza çıkabilir ve bütün kişisel iletişim şekillerini kapsar.

geleneksel kağıt ebatları (traditional paper sizes):

Baskı işleminde tarihsel olarak kullanılmış olan kağıt boyutları. Geleneksel kağıt ebatları çoğunlukla İngiliz kökenlidir ve on dokuzuncu yüzyılda kullanılan kağıtların ebatlarını tanımlamak için kullanılmışlardır. Geleneksel ebatlarda kağıtların her birinin bir ismi vardır ve kaç kez katlanabildikleriyle tanımlanırlardı. Örneğn bir Crown Octavo üç kez katlandığında sekiz sayfa verirdi. Bu kağıt ebatları günümüzde kullanılmaz olmuşlar ve yerlerini ISO kağıt ebatlarına bırakmışlardır. Yine de bazı geleneksel ebatlar bazı özel durumlarda halen kullanılmaktadırlar. (Emperor, Antiquarian, Grand Eagle, Colombier, Atlas, Imperial, Pinched Post, Elephant, Princess, Cartridge, Royal, Sheet and ½ Post, Medium, Demy, Large Post, Copy Draught, Small Demy, Crown, Post, Foolscap, Brief, Small Foolscap, Pott) 

güzelyazı / kaligrafi (calligraphy):

Kesik uçlu bir kalem, divit veya bir fırça yardımıyla harflerin uzun, akıcı çizgilerle, değişen çizgi kalınlıkları ve uzunlukları ile yazılması esasına dayanan yazı sanatı. Kaligrafi terimi bariz bir biçimde stilize ya da sanatkarane yazı biçimlerinden bahsedilirken de kullanılır. Pek çok el yazısı fontu kaligrafik tarza özenmelerine rağmen, sonuçta hiç birisi kaligrafinin bizzat kullanılmasının yarattığı özgün etkiyi yaratmaz.

geçirgenlik (opacity):

Bir kağıdın, altındaki aynı cins kağıtları gösterme derecesinin tespiti için kullanılır ve yüzde cinsinden ifade edilen kağıdın ışık geçirgenliği. Baskı kağıtları ve zarf kağıtları için önemli bir özelliktir. Özellikle düşük gramajlı kağıtlarda daha ön plana çıkar. Kağıdın ince olması, baskının arka yüzde görünme riskini arttırdığı için opasitenin yüksek olması gerekmektedir.

gelecekbilim (futurology):

Gelecek ile ilgili uzun dönemli, geniş ölçekli toplumsal ve ekonomik varsayımlar yapmayı amaçlayan, bir bilim dalı olmaktan çok bir çok toplum bilimlerinin bir yönü olarak görülen yaklaşımlar.